Gültekin Oransay'ın Ardından

Dr.Ayhan Sarı

 

(Hürriyet Gösteri Dergisi'nin Ocak 1990 sayısında yayınlanmıştır.)

 

Yaygın bir kanı vardır. Büyük insanların değerlerinin aramızdan ayrıldıktan sonra anlaşılmaları gibi. Bilim adına gönül istiyordu ki böyle bir olgu Oransay hoca içinde geçerli olmasın. Evet... Ülkemizin akademik eğilimli tek küğbilimcisi (müzikolog) Prof.Dr. Gültekin ORANSAY hocamızı 20 Kasım 1989 öğle sularında kalp krizi sonucu yitirmiş bulunuyoruz. Artık O belleklerimizde Türk Müziği bilimine getirdiği, getirmek istediği yüksek düzeyli katkılarıyla yaşayacak.

O'nda, öğrencisi olduğum yıllardan bugüne gözlediğim öncelikli olarak iki önemli özellik vardır:

Konulara kökenden ayrıntılı yaklaşım ve tükenmek bilmeyen bir enerjiyle sürdürülen çalışkanlık. Yüzeysellik ve boş zaman gibi kelimeler O'nun yaşam sözlüğünde yoktu. Bir bakıyorsunuz çalıştığı bir araştırma için gitmesi gereken yere doğru gece yola çıkar, ertesi gün aradığı kaynağı – kaynakları değerlendirir, aynı günün gecesi bir sonraki gün işlerine devam etmek üzere aradığını elde etmenin huzuruyla dönüş için yola koyulurdu.

Düşündüğünü kendi ulusuna yine onun diliyle anlatabilme açısından terim üretme, daha doğrusu "Türk Küğ Terimleri"ni oluşturma çabası yaşamının son anına dek sürdü. Yazı kişiliğinde cümlelerin kuruluşu ve içerik olarak özü dikkate alan sadelik ve ereksiz betimlemelere girmeyen bir üslup ilk bakışta göze çarpar. İçerikte üstün gözlem yeteneğini ve matematikselliği duyumsarsınız. Anlatım ne bir eksik ne bir fazladır. Yazdıklarının, dolayısıyla sonuç çıkarımlarının doğruluğu açısından okuyucuda güven oluşumu belirgin özelliklerindendir.

Küğ ve ORANSAY

Küğ kelimesi ile hocamızın ismi adeta özdeşleşmiş gibidir. Bu nedenle küğ'ü kullanım gerekçesini kendi kaleminden özetleyerek aktarıyorum:

"Türkler Anadolu'ya geldikten sonra 600 yılı aşkın bir süre musiki kelimesini kullandılar. Araplardan alınan bu kelimenin yanısıra 1828'de İtalyan Donizetti'nin gelmesiyle, İtalyanca'dan Muzika sözcüğü dilimize "mızıka" olarak girdi. Daha sonra Fransızların öğretici olarak gelmesiyle de musique (müzik) sözcüğü dilimize yerleşti.

Kelimenin aslı Yunanca "musıkhe tekne" (muslar becerisi)dir. Avrupa'da Macarlar "zene", Çek'ler "hudba" kelimesini kullanıyorlar.

Müzik Türkçe'de kulağa hoş gelmeyen bir kelimedir. m z k harfleri genellikle hoş olmayan durumları anlatmada kullanılır. Mızıkçılık gibi. Ayrıca bizim dil kurallarımıza göre yuvarlak bir sesisye (ü), dar bir sesli (i) biraraya gelmez. Bu durum ya müzik, ya da mizik dememiz gerekir.

Buna karşın Orhun Anıtları'nda (8.yy.) "Türk budunıg atı kü'sü yok bulmazun" (Türk ulusunun adı, ünü yok olmasın) cümlesindeki gibi kü biçimiyle ve ün ses anlamında kullanılmış. Kü ve göğ (göğüs) birbirinin aynıdır. Eski yazıda bu kelimenin küv, küy, kök, küğ diye yazıldığı da görülür. Gazimihal kök diye okumuştur. Divan-ı Lugat-İt Türk'de küğün üç anlamı vardır:

1) Ezginin yükselip alçalması

2) Ezginin zaman bakımından kalıbı

3) Bir kentte o yıl yaygınlaşmış olan ve herkesin gülerek birbirine anlattığı haber.

Günümüzde Anadolu ve Orta Asya'da bu kelimenin birçok anlamı var: güzel, bir ezginin kalıbı (makam); salt çalğısı musiki; salt ses musikisi; çalgının burcusu gibi Küğün asıl anlamı "kulakla algılanan güzel şey" demektir[1].

Hocamızın kitaplara ve kütüphanelere dolayısıyla araştırmaya olan ilgisi daha doğrusu tutkusu, ülkemizde emsallerinin en büyüğü diyebileceğimiz bir "Türk Küğ Belgeliği" oluşturmasına neden olmuştur. Berlin'de iken kendisinin yazdığı günlüklerden aşağıya yapacağı alıntı bu konuda bir fikir verir sanıyorum:

 

26.6.1986, Perşembe

"Yazma okuyabileceğim son iki gün. Saat sınırlamaları belimi büküyor. Yazma (el yazması kaynaklar, A.S.) 9:00-15:00, doğu ve Küğ bölümleri 9:00-17:00 arası açık. Dükkanlar 18:30'da kapanıyor. Son iki gün ders izleme yok deyi seviniyordum. Ama zaman kesin yetmiyor. İkinci duram yazmasını ve bir söz dergisini (Arapça, Farsça ve Türkçe A.S.) bitirip 15:10'u zor ettim. Hiç ara vermeden altı saat yazmak zorladı bu kez beni. Yirmi dakikada bir litre süt içip iki muz yedikten sonra (öğle yemeği niyetine, G.O.) yazma kataloglarında acaba Arapça, Farsça söz dergisi varmı bizden (15.yüzyıldan, G.O.) diye baktım yok. Bir de Abdülali'nin izini buldum. 17:00'de iki muz daha yiyip alışverişe çıktım..."

Aşağıdaki günlük ise hocanın Avrupa kütüphanelerinde bulunan kitapları için canlı bir örnek:

"... Bugün (Berlin) Devlet betikliğindeki Küğ yazmalarını saptamaya başladım. Okuma salonundaki yaşlı görevli ancak Pazartesiye ısmarlayabileceğimi, Salı günü okumaya başlayabileceğimi biraz küçümseyerek söyledi. Daha sonra oturduğu yerde yanıma gelerek yazmaların ancak bilimsel amaçla kullanılabileceğini belirtti. Bilim adamı olduğumu, Almanca ve Türkçe betiklerimden (Kitap, A.S.) birkaçının bu betiklikte de bulunduğunu söyledim..."

Hoca'nın karşılaştırmalı olarak Doğu-Batı Berlin, Alman toplumunu bugüne getiren yüksek düşüncel geçmişi, bizim olağanüstü dönemimiz ve bilimsel özgürlük, Oradaki kütüphanelerde Atatürk'le ilgili gazete taramaları gibi çeşitli konular hakkındaki izlenimlerini yerin kısıtlı olması nedeniyle aktaramıyorum. Elbette ki gelecekte değerlendirilecektir.

ORANSAY son yıllardaki olağanüstü düzenleme nedeniyle D.E.Ü. GSF Müzik Bilimleri Bölümü başkanlığı görevinden (aklanmış olarak) 1402 sayılı yasayla ayrılmak zorunda kalmıştı. Yaşamını Türk-Alman Kültür merkezi'nde ve evinde verdiği özel yabancı dil dersleriyle sürdürüyordu. Çok iyi Almanca ve İngilizce'sinin yanında hemen çevirebilecek düzeyde Fransızca, Arapça ve Farsça biliyordu. 1977'de kurduğu, o zamanki adıyla Ege Ü. Bugün ise D.E.Ü. GSF'de dekan yardımcılığı ve bölüm başkanlığı gibi yoğun işlerden sonra kendi deyimiyle "bol zamana" kavuşmuştu. Yarım kalan çalışmalarını bitirerek yeni kitaplar yayınladı. "Türkiye'de yayınlanmış fasılların kütüklenmesiyle" ilgili son çalışması geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanlığı'nca basılmıştı.(bu çalışma o zamanlar baskı aşamasında olup kendisi baskı düzenlemeleri için Ankara'ya gidip geliyordu. Ama bugün anılan çalışma ortada yoktur…A.S. 2005)

Kısaca, Türkiye'de küğbilim dendiğinde akla geliveren ilk kişiydi.

19 Nisan 1930'da Berlin'de doğdu. Üç yaşındayken Ankara'da yetişmeye başladı. Burada ilk ve orta öğreniminin ardından A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde iki dönem felsefe okudu (1948-49). Ankara Devlet Konservatuarında bağdama (kompozisyon) öğrencisi olarak birer yıl İlhan USMANBAŞ (1949-50) ve A.Adnan SAYGUN'un (1954), üçbuçuk yıl da Necil Kazım AKSES'in öğrencisi (1950-53) oldu. Konvertauarın yüksek dönemini bitirdikten (1954) sonra Münih Üniversitesi, Felsefe (edebiyat) Fakültesinde Anadal olarak Prof. Dr. Georg Reihert ve Thrasybulos Georgiades'den musiki araştırmacılığı, yan dallar olarak Prof. Dr. Anton Spitaler'den Sami dilbilimi (Arapça, Suryanice) okudu. Ayrıca Latince öğrendi. Öğrenciliği sırasında Musiki araştırmacılığı bölümünde teknik asistanlık, Yakın Doğu Bilgileri Enstitüsünde de Türkçe okutmanlığı yaparak Münih Üni. Öğretim görevlileri arasına girdi. "15.-19.yüzyıllarda Geleneksel Türk Sanat Musikisinde Ezgisel Çizgi ve Makam Kavramı" başlıklı çalışmasıyla doktora sınavına girerek pekiyi dereceyle felsefe doktoru sanını aldı (1962). Aynı yıl Ankara'ya döndü.

Kendi de biliyordu ki işlevsel olarak, çalışacağı alanın tohumları henüz atılmamıştı bile. Musikiyle ilgili öğreticilik görevlerinden başka birçok yerde görevler üstlendi. Bazıları şöyle anılabilir: Ankara İl Radyosu program müdürü (1962-64), M.E.B. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Şube Müdürü (1965), Ankara Devlet Konservatuarı Müdürlüğü (1965-66) yapmıştır.

1963'de Türk Küğ Belgeliği'ni, 1964'de Küğ Yayınları'nı kurarak 1965'de "Balama" ve "Küğ" dergilerini yayınlamaya başladı. Kendi deyimiyle "1962'den beri beklediği olanağın ilk kez gerçekleşmesiyle" üniversiteye geçti. Ankara Üni. İlahiyat Fakültesi, Türk-İslam Sanatı kürsüsüne asistan atandı. 1972'de "Ali Ufki ve Türk Din Musikisi" başlıklı çalışmasıyla doçent olunca yeni kurulan Türk Din Musikisi kürsüsüne başkan oldu. 1976'da Ege Üni. Güzel Sanatlar Fak. Musiki bölümünü kurmakla görevlendirildi. Bir yıllık kurma çalışmalarının ardından 1977'de kadrosuyla bu üniversiteye geçerek Eylül'de kurulan bölüme başkan atandı. Aynı yıl profesör sanı verildi. Bölümde lisans eğitiminin yanında yüksek lisans ve doktora eğitimini de başlattı. 1978-80 arası dekan yardımcılığı görevini de yürüttü. 1982 sonrası hakkında açılan davalardan aklanmasına rağmen 14 Mart 1983'de 1402 sayılı yasaya dayanılarak görevden alınarak üniversiteden ve kamu hizmetinden uzaklaştırıldı.

1987'de öğrencileriyle "Alsancak Küğbilim Halkası"nı oluşturarak müzikbilim çalışmalarının yanında, 1979'da çıkmaya başlayan, 1983'de ara verilen "Küğsel Yapraklar" adlı dergisinin sekizinci sayısını çıkardı (1988).

Öğrencileri arasında Yetkin ÖZER, Fırat KUTLUK, Yavuz DALOĞLU, Serap İLHAN – HERKERT, Serhat DURMAZ, Ayhan SARI anılabilir.

Çalışmalarının ağırlığını Türk musikisi araştırmaları oluşturmaktadır. Kitaplar, çeşitli dergilerde yüzlerce yazı, simpozumlarda bildiriler ve radyolarımızda yüzlerce program hazırlamıştır.

Hepsi de, müzikbilim alanında yeni fikirler ve çözümler içeren araştırmalarından bazıları şöyledir:

I- Geleneksel Türk sanat musikisi kuramı: Makam ve usul kavramlarının tanımı, makam ve usul dağarlarının anlatımı ve sınıflandırılması, perde dizgesi, perdelerin yazımı, ezgisel çizginin betimlenmesi ve taşıl bezeklerin yorumu konularında özgün kuram ve görüşler içeren, ayrıca başlıca ögeleri (makam, usul, tür, taşıl bezek) kodlayan çalışmalar.

- Das Tonsystem der Türkei-Türkischen Kunstmusik (Türkiye Türk Sanat Musikisinin Perde Dizgesi) Kassel, 1957.

- Die Traditionelle Turkische Kunstmusik (Geleneksel Türk Sanat Musikisi), Ankara, 1964.

- Musiki Istılahatı (Kazım Uz'un 1894'de yayınlanmış sözlüğünün yeni harflere çevrilip düzeltilerek genişletilmiş yeni basımı) Küğ Yayını, Ankara, 1965.

- Die Medolische Linie und derk Begriff makam der Traditionellen Turkischen Munstmusik vom 15. bis 19. Jahrhundert. (Geleneksel Türk Sanat Musikisinin 15.yy.'dan 19.yy.'a dek ezgisel çizgisi ve makam kavramı) Ankara, 1966.

- Türk Din Musikisi Tür, Makam ve Usullerinin kodlanması, Ankara, 1976, Ankara, Üniv.İlahiyat Fak. Dergisi, cilt 21.

II- Türk Yerel musikileri kuramı: Perde ve aşıtların belirlenmesi, ezgilerin çözümlenmesi, ölçüleri ve yazılması, taşıl bezeklerin belirlenmesi ve kodlanması konularında özgün görüş ve kuramlar içeren çalışmalar.

- Türk Halk Ezgilerini Çözümleme Yöntemi, Ankara, 1971 (TRT Bilim ve Sanat Ödülü kazandı) TRT Merkez Müzik Dairesi Yayınları.

- Türkiye Yerel Musiki Örneklerinin Kataloglanması, I. Uluslar arası Türk Folklor Semineri, Ankara, 1973, Bildiri.

III- Ezgi derleme, çevriyazım ve yayına hazırlanması: Alan derleme çalışmaları (1964 Kars, 1967 Gaziantep), Hamparsum, Kantemir ve Ali Ufki dizgesinden, plak ve bantlardan çevriyazılar.

-Ali Ufki ve Türk Din Musikisi, Ankara, 1972, Doçentlik çalışması (teksir çoğaltma).

IV- Musiki Yaşamı belgelerini yayına hazırlama: Yurtiçi ve yurt dışından yazma, çoğaltma ve basma belgelerin derlenmesi, çevriyazımı veya çevirisi ve yayına hazırlanması.

- Atatürk ve Küğ (Belgeler), Ankara, Küğ Yayını: 6, 1965.

-Schuman "Musikalische Haus-und Lebersssregeln (Küğsel ev ve Hayat Kuralları) çeviri, Küğ Yayınları, Ankara, 1964.

-Hindemith, Türk Küğ Yaşamının Kalkınması için Öneriler (Vorshlaege für den Aufbau des Türkischen Musiklebens/Almanca aslı ve Türkçe çevirisi) Küğ Yayını, İzmir, 1983.

V-Tür musiki yaşamının anlatımı: Türklerin ve Türkiye'nin geleneksel sanat, halk ve çoksesli musiki yaşamlarının tarihsel boyutu içinde saptanması.

-17.yy.'da Dini Türk Musikisinde Kullanılmış Makamlar, A.Ü. İlahiyat Fak. Dergisi, cilt 19, 1973.

-Cumhuriyetin ilk elli yılında Geleneksel Sanat Musikimiz, A.Ü. İlahiyat Fak. 50.yıl kitabı, 1973.

-Türkiye'de Defter ve Dergi Biçiminde Fasıl Yayınları (1875-1976), A.Ü.İlahiyat Fak.Dergisi, Cilt 22, 1978.

-Music in the Republican Era, Atatürk and the Transformation of Culture (Princeton, New Jersey: The Kıngston Press, inc.), 1982.

VI- Türk musikisi yaşamına ilişkin kişilerin tanıtımı: Türk musiki yaşamının bütün alanlarında yaratıcı, seslendirici, örgütleyici, yazar, araştırmacı, eleştirmen vb. olarak etkinlik göstermiş Türk ve yabancıların yaşam öyküleri.

-Batı Tekniğiyle Yazan 60 Türk Bağdar, Küğ Yayını, Ankara, 1964.

-Çağdaş Seslendiricilerimiz ve Küğ Yazarlarımız, Küğ Yayını, Ankara, 1969.

VII-Uluslar arası Sanat Musikisi Kuramı ve Tarihi:

-Konçerto Klavuzu, Küğ Yayını, Ankara, 1967.

-Bağdarlar Geçidi, Küğ Yayını, İzmir, 1977.

VIII- Yaşam Öyküleri: Herhangi bir yönden alınmaya değer ve Türk Dünyasıyla ilgili Türk ve Yabancı bütün kişilerin yaşamları üzerine veri derleme ve yayınlama çalışmaları.

-Osmanlı Devletinde Kim Kimdi? 1.Cilt Osmanoğulları (Mehmet Süreyya Beğ'in Sicill-i Osmani'sinden yeni harflere çevrilip düzeltilerek genişletilmiş yeni basım), Küğ Yayını, Ankara, 1969.

-Türk Acununda Kim Kimdi? A-B, Küğ Yayını, İzmir, 1984.

16 Aralık 1989



[1] G. Oransay "Küğ Kavramları", D.E.Ü.G.S.F. Müzik Bilimleri, Küğe giriş ders notları, 1980, İzmir.