Sinfonia Varsovia altmış yıllık geçmişiyle yılda 120 konser veriyor
Krzysztof Penderecki ve Marc Minkowski’nin müzik direktörlüğünü yaptığı Sinfonia Varsovia, sahneye çıktıkları anda duruşları, kusursuz entonasyonları, kesin, doğru ve duyarlı yorumlarıyla müthiş bir topluluk.
Bu yıl Türkiye-Polonya ilişkilerinin 600. yıldönümü kapsamında Polonya Kültür ve Ulusal Miras Bakanlığı’nın katkılarıyla sergiler açıldı, konferanslar ve konserler düzenlendi. Geçen hafta İstanbul ve İzmir festivallerinde üst düzey Polonyalı müzisyenlerin şölenlerini izledik. Sinfonia Varsovia, 42. İstanbul Festivali’nin yerleşik konuk orkestrası oldu. Krzysztof Penderecki ve Marc Minkowski’nin müzik direktörlüğünü yaptığı topluluk altmış yıllık geçmişiyle yılda 120 konser veriyor. Daha sahneye çıktıkları anda duruşları, kusursuz entonasyonları, kesin, doğru ve duyarlı yorumlarıyla müthiş bir topluluk. İlk konserlerini Aya İrini’de Estonyalı şef Andres Mustonen yönetiminde ve Varşova Fliarmoni Korosu’nun katılımıyla verdiler. Rus besteci Alexander Raskatov’a festival tarafından ısmarlanan ve ilk seslendirisi yapılan Yabanda Çığlık adlı yapıtın en can alıcı yönü, koronun güzel tınısında elde ettiği derinlikti. Ama Raskatov, onun izinde olduğunu söylese de, bir Şnitke değil.
Cumartesi gecesi 28. İzmir Festivali açılışında Efes Antik Tiyatrosu’ndaki Sinfonia Varsovia’yı bu kez büyük müzik adamı Penderecki’nin yönetiminde dinledik. Solist Hüseyin Sermet’ti. Beethoven’in 5. piyano konçertosunda sanatçı uzun yıllar üstünde çalıştığı piyanonun derinindeki renk arayışlarını sergiledi. Programın ikinci yarısında Penderecki’nin Noel Gecesi adlı 2. senfonisi vardı. Sessizlikten başlayıp parlak renklerle doruğa ulaşan ve gizemsel ortamda yine sessizce sona eren güzel renklerle örülmüş, postromantik bir yapıt.
Efes Antik Tiyatrosu’nda harika bir ortam var. Ancak festival açılışında seçilecek yapıtların daha görkemli doruklarda dolaşan ve geniş dinleyici kitlesine seslenen çalışmalar olması gerekir. Penderecki gibi bir bestecinin gelip Efes’te yapıtını yönetmesi tarihi bir olay. Ama açıkhavanın özgür koşullarındaki dinleyici onun dinleyicisi değildi. Onlar daha büyük fanfarlarla coşan bir açılış bekliyorlardı.
İzmir Festivali büyük özverilerle düzenleniyor. Filiz Eczacıbaşı’nın başkanlığında yıllardır düzeyinden ödün vermeden sürüyor. Filiz Hanım açılışta son derece sanatsal, derin içerikli ve güzel tonlamasıyla bir konuşma yaptı. Ardından destek olan sponsorlara teşekkür plaketi sundu. Ama plaketi alanlar da konuşma yapmaya başlayınca tören uzadı, izleyicinin tepkisine yol açtı. Bu plaketleri ayrı bir mekân ve ayrı bir zamanda sunmak daha iyi olur kanısındayım. İzmir festivalinde ilginç mekânlar gözetilmiş: Celsus Kütüphanesi’nde kemancı Rachel Podger; Venezia Kuvartet, Çeşme’deki Haralambos kilisesinde Amaryllis Kuartet, Efes’te Frangoulis, Şirince’deki St. Babtist Kilisesinde soprano Zalesinska ve piyanist Konczal’ın dinletisi, Kültürpark’ta Martha Graham Dance Company ve A.A. Saygun merkezinde Yoyo Ma ile Silk Road Ensemble gibi programlar var.
Hafta başında İstanbul’da bir kez daha Sinfonia Varsovia ile birlikteydik. Günümüzün önde gelen piyanistlerinden Piotr Anderszewski, Szymanowski’nin 4. Senfoni Konçertant’ına solist oldu. Topluluğu bu kez Prag Filarmoni’nin müzik direktörü ve Tokyo Metropolitan Senfoni’nin sürekli konuk şefi Jakub Hrusa yönetti. Şef, Aya İrinideki sahnenin akustik sorunlarını gözeterek Symanowski kadar Çaykovski 5. senfoninin de inceliklerini ortaya çıkarttı. Piyanist Anderszewsky’yi dinlemek ise gerçek bir şölendi.