Türkiye'de artık bir ilçe orkestrası var; Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası
>Şef Gürer Aykal'ın kurduğu Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası, çeşitli orkestralardaki İzmirli sanatçıları ve İzmir'in içindeki orkestracıları bir araya getiren dinamik bir topluluk.
Geçen hafta İzmir'de Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası'nın konserini dinledim. Nice ilimiz bir orkestradan yoksunken, Türkiye'de ilk kez bir ilçe filarmoni orkestrasına sahip olmuş. 2011 Mayıs ayında Belediye Reisi Cevat Durak'ın öncülüğünde Karşıyaka'da belediye ve sanatçıların işbirliğiyle bir opera ve tiyatro sahnesi açılmış. Dramaturg Serdar Ongurlar, merkezin genel koordinatörü olmuş. Şef Gürer Aykal ise bu merkezde bir filarmoni orkestrası kurmuş.
Haftanın birçok günü perde açan salon 517 kişilik, ama 700 kişiye kadar dolduğu gözleniyor. Temelde oda müziği, oda orkestrası konserlerinin yanı sıra, tiyatrolar, dans, çocuk oyunları ve caz etkinlikleri de var. Filarmoni'nin klasik konserleri ise tıka basa doluyor. Türkiye'nin çeşitli orkestralarındaki İzmirli sanatçıları ve İzmir'in içindeki orkestracıları bir araya getiren dinamik bir topluluk.
Binanın yapılması, programların düzenlenmesi ve izleyicinin etkinliklere ilgi göstermesi, adım adım gelişmiş. Orkestra artık Ankara ve İzmir gibi festivallerde yer almaya aday. Ve şimdi yerleşik hale gelebilmesi için, kadroların çıkarılması gerekiyor.
Önceki belediye reisi buraya kadar getirdiğine göre, mutlaka bundan sonra seçilecek yeni reis de kadroları oluşturup Karşıyaka'nın orkestrasını sağlam temellere oturtmalıdır.
Geçen hafta izlediğim konserin programı aslında genel izleyici için bilinmezlerle doluydu: Şef Aykal yönetimindeki topluluğun solisti, Giovanni Sollima adlı bir İtalyan çellistti. Çalınacak yapıtlardan ilki de bu sanatçının "Halk Masalları" adlı bir bestesiydi. İkinci yarıda ise Adnan Saygun'un yine genel kitle tarafından pek fazla tanınmayan 1. Senfonisi yer alıyordu. İstanbul'da olsa bu konser nasıl dolar, tasasını yaşarsınız. Oysa öyle bilinçli ve sanatçıyı sarmalayan bir dinleyici kitlesi vardı ki! Her kuşaktan tertemiz giyimli, gösterişsiz ama neredeyse soluk almadan izleyen insanlar.
Konser boyunca akıllı cep telefonlarından mesajlarına filan bakmadan, müziği son derece saygıyla dinlediler; sanatçıları da inanılmaz bir coşkuyla alkışladılar. Eminim ki, özellikle Saygun'un 1. Senfonisi'ne de benim gibi onlar da hayran kaldılar.
Sollima başlı başına ilginç bir sanatçı. Son derece kültürlü, müzik tarihinin derinliklerini araştırmış. Kendi çalgısı için besteler ve kayıtlar yapmış. Elinde harika bir viyolonsel var: 1679 Cremona, Francesco Ruggeri yapımı bir çalgı. Sollima o çalgıyla dans ediyor, konuşuyor, onu bir keman kadar kıvrak kullanıyor. Rapsodik bir akış içindeki yapıt 21. yüzyıldaki neo-barok akımın yeni bir deyişi gibiydi.
28 Nisan'da İzmir'e yolunuz düşerse Gürer Aykal yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi Filarmoni Orkestrası'nın konserini kaçırmayın. Bu kez piyanist Emre Şen Liszt'in 1. Konçertosu ve Macar Fantazisi'ne solist olacak. Sonra da Kodaly'ın Galanta Dansları var.
O salonda orkestra kadar Karşıyaka dinleyicisini de izleyin.