“TÜSAK” Değil Zaten “ULSAK”… Peki Bütçe Ne Olacak?

ERSİN ANTEP

Defter

 

Son günlerde, Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) teşkil edileceği hakkındaki kanun taslağı; kamuoyunun gündeminden düşmedi. Nihayet, dolaylı açıklamalar dışında ilk kez bir Bakanlık üst düzey yetkilisi, kamuoyunun karşısına çıktı. TÜSAK tartışma kazanı, yeniden kaynamaya başladı. İyi de; ULSAK varken TÜSAK teşkil edilebilir mi? Ve Kültür ve Turizm Bakanlığı 2014 Bütçesi içinde tasarlanan yeni kurumlar onaylanmışken; TÜSAK tarzı bir yapılanma doğal olarak rafa kalkmaz mı?

 

Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) tasarısı hakkında “müdahil” olduğu anlaşılan İstanbul Bilgi Üniversitesi; 29 Ocak 2014 tarihinde “Sanat Yönetiminde Yeni Arayışlar: Sanat Konseyi Modeli” başlıklı bir toplantı düzenledi. Gazetemiz Yazarları Cem Erciyes ve Serhan Bali’nin de yer aldığı toplantının diğer katılımcıları ve konuşulanlar, internet ortamında farklı açılardan değerlendirildi.

 

Toplantının iki önemli yönü vardı: İlk defa üst düzey bir Bakanlık yetkilisi kamuoyunun karşısına dolaysız çıktı ve Bilgi Üniversitesi mensubu Serhan Ada, TÜSAK taslağını hazırlayanlar arasında olduğu bildirdi…

 

Toplantıyı British Council ile birlikte düzenleyen kurum hakkında en sık sorulan soruya, cevap aramak için, “Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi” hakkında bilgilerimizi tazeleyelim. 2010 yılında kurulan Merkez; “Dünya çapında mensupları bulunan uluslararası bir üniversite ağının bir parçası olarak ve hızla gelişmekte olan bir üniversitenin içinde ideal bir konumda; hem Avrupa Birliği, Güney ve Kuzey Amerika, hem de Akdeniz, Ortadoğu ve Kafkaslar’daki akademik ve kültürel kurumlar ve yerel ve merkezi yönetimler ile bağlantıların geliştirmesi için çok geniş imkanları dahilinde, Türkiye’de kültür politikaları ve kültür yönetimi alanında çalışan ilk politika odaklı araştırma merkezlerinden biri” olduğu söylemi ile tanımlanıyor. “Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Sosyal Dönüşüm Programı (MATRA) tarafından desteklenen ve 2008 yılında başlayan ‘Yerel Kültür Politikaları İçin Stratejiler’ projesi kapsamında kurulan İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Programı’nın, Anadolu Kültür (İstanbul), Avrupa Kültür Vakfı (Amsterdam) ve Boekman Vakfı (Amsterdam) işbirliğiyle hayata geçirildiği” ve en önemlisi “bir akademik alışveriş ve yüksek başarı merkezi olmayı hedef edinip, kültürel gelişmeler konusunda bir gözlem evi işlevi görerek Türkiye’deki hızla değişen kültürel alana yönelik çalışmalarda bulunacağı” bildiriliyor. Sizde de; akademik alanda “edilgen, saptayan ve öngören” rolünün aşıldığına dair imaj hasıl oldu mu? Son yıllarda özellikle siyasi konularda ortaya çıkan “bağımsız stratejik araştırma ve ‘uzmanlar’ kurumu” yapılanmalarına benzer şekilde; gayet de müdahilce ve akademik alanın tasarlanmış bir imajı? Ya da; bir tür “danışmanlık kurumu olma” niyeti? Cevaplarınız “evet” ise; TÜSAK taslağı konusunda Merkez’in hem müdahil olma, hem de başrollerden birini üstlenme niyetinde olduğunu kabul etmiş oluyorsunuz!

 

ULSAK Yürürlükte

(Sayın okuyucudan; bu bölüme başlamadan önce www.ozerksanatkonseyi.org adresini incelemesini rica ederiz!)

TÜSAK tartışılırken, önce 38, şimdilerde ise 76 sanat ve sanatçı örgütü ile 10 destekçi kuruluşun mensubu olduğu Özerk Sanat Konseyi’nin teşkil etme yetkesini elinde bulundurduğu “Ulusal Sanat Kurulu”(ULSAK), gözden kaçırılıyor. Kurumları ortadan kaldırmadan, “Devlet ile sanatçı” arasındaki ilişkileri düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Özerk Sanat Konseyi arasında 2 Kasım 1995 tarihinde imzalanan protokol; halen Konsey’in resmi sitesinde de paylaşılıyor. Protokolün ikinci maddesi başta olmak üzere, içeriği; Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül’ün 29 Ocak’ta Bilgi Üniversitesi’ndeki beyanatıyla uyuşuyor. Zira Gül; daha önceki açıklamaların aksine, “sanat kurumlarının lağvedilmeyeceği”, “sanatsal idare işlerinin düzenleneceği” gibi ilk kez ifade edilen ve daha önce söylenmeyenleri dile getirdi.

 

O halde Gül’ün son ifadesine göre; ULSAK’ın adının TÜSAK haline getirilmesi ve kadük olmamış olan ULSAK protokolünün de uygulanması dışında, başka bir ihtiyaç kalıyor mu? Bakan’ı ve teşkilatını “idari konum”a getiren, sanatsal inisiyatifi 76 kuruluşun belli süreliğine seçeceği temsilcilere devredeceği ULSAK’ın, tam da Gül’ün açıkladığı ideal yapıda olduğu, oradan açıkça görülmüyor mu?

 

2014 Bütçesiyle TÜSAK; Hayâl, 9 Yeni Sanat Kurumu; Gerçek!

13 Aralık 2013 tarihli bütçe görüşmelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı 2014 bütçesi hakkında İstanbul Milletvekili Gülay Dalyan ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık; İktidar Partisi Grubu adına konuşma yaparak, bütçe taslağı ve vaatlerini aktardılar. M.V. Dalyan, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bütçe kalemi hakkında; “Gaziantep, Sivas, Van illerinde yeni Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri’nin açılması çalışmalarının devam ettiğini ve bu müdürlüklerin bölge kaynağını, kültürel dokumuzu ve birikimlerimizi değerlendirerek evrensel bileşime ulaşmada önemli katkılar sağlayacak merkezler olması ve yöre insanı için bir kültür merkezi hâline gelmesinin hedeflendiğini” bildirdi. M.V. Çalık ise Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kalemi hakkında; “2013-2014 sezonu sonuna kadar Manisa’da, Kayseri’de, Çanakkale’de, Hatay’da, Mardin’de ve Şanlıurfa illerinde açılması düşünülen sahnelerin tiyatroya kazandırılmasının, amaçları arasında” olduğunu aktardı.

 

Bu ne demek? “2014’te partimizin iktidar olduğu Hükümet eliyle, bu 9 sanat kurumunu kuracağız. Bunun için de şu kadar bütçe kullanacağız.” Sonuç: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2014 Bütçesi onaylandı. Gaziantep, Sivas, Van Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri ile Manisa, Kayseri, Çanakkale, Hatay, Mardin ve Şanlıurfa Devlet Tiyatrosu Müdürlükleri hayırlı ve uğurlu olsun! Bu illerimizin merakla bekleyecekleri sanat kurumlarına bir an önce kavuşmasını temenni ederiz.

3.2.2014 / Radikal


Yazarın Diğer Yazıları

  • BULGAR KORO ŞEFİNİN ÜÇ MUSTAFASI
  • Sevinç, Ağlama, Coşku da Müziğe; Koroya Dahil
  • AFYON’UN “CAKA”SI
  • DOKUNDUĞU; YILDIZ (CAKA)
  • YAŞAYIN GENÇLER: Bursa’ya Operayı Öğrenciler Getirdi
  • Çok Sinirlendim, Hoop Sinirimden Çıktım
  • Müzik Üniversitesi İçin Geçmişten Sayfalar...
  • CSO 190. Yaşını Kutladı
  • Bizde Davulcuya Verilecek Kız Yok
  • Daha da Çanakkale'nin 100.Yılı Yok
  • Vengerov Her İki Şapkası ile İstanbul'daydı
  • Kartopu
  • Robot Teo, Orkestraya Karşı
  • Bu Gece Tarihin Akışı Değişti
  • Müzik Psikolojisi
  • Meltem Cumbul Kendi Aşkını mı Anlattı!
  • İnanılmaz Bir Azim Öyküsü: Cam Çocuk Niyazi
  • Kültürel Yağları Eritelim
  • Devlet 'Devlet Sanatçısı'nı Unuttu!
  • Sizler Bizim Heykellerimizdiniz!
  • Ankara 1920'ler...
  • Fehmi Paşa Korusu Yandı, Sıra Varşova'daki Fehmi Paşa'da!
  • Önce Heykeller Yıkılır Sonra Sanatçılar
  • Polonya 600.Yılı Kutluyor, Peki Türkiye?
  • "Opera Bize Uygun Değil" Diyen Olursa Verdi Çarpar
  • Konuşturmadı!
  • Soma'da 'Geride Kalanlar'
  • İşsiz ve Sosyal Güvencesiz Sanatçıların "Sesli" Çığlığı
  • Antalya, Antalya Olalı Böyle Bir Şey Görmedi
  • Kültür Bakanı'na Katılıyorum
  • Bir 23 Nisan Böyle Geçti
  • Bir Düğün Olsa da Gerilsek
  • Sanat: Şehrin Boğduğu İnsanı Rahatlatacak Nefes
  • Belediyelerin Sanatla İmtihanı
  • Yetmez Ama Sanata Evet!
  • Gel Bakalım Donizet Bey!
  • 90 Yıl Önce Ankara'da...
  • Çok Başarılılar Ama Yakında Dağılacaklar
  • Yedek Parça ve Eğitim Merkezi
  • “TÜSAK” Değil Zaten “ULSAK”… Peki Bütçe Ne Olacak?
  • Sonradan Fark Edilen İktidardan Müjde ve Tüsak'a Dair Son Duyumlar
  • Gel ve Bir Daha Çal Camilo!
  • Bu da 'Fantastik Senfoni' Derbisiydi!
  • TRT Müzik mi 'Eğlence' mi?
  • Bu Çocukları Cumhuriyet Yetiştirdi
  • Nevşehir’de CSO, Evinde Gibiydi
  • İdil Biret’in Gurur Gecesi
  • Bodrum'da Angela Rüzgarı Esti
  • Genç Cumhuriyetin Kültür “Dayatması”
  • Türk Marşının Babası, Afganlar'ın Donizetti'si
  • Ankara'da Gençlerin Gecesi
  • Hiç Olmazsa Bugün Olsun Üngör’ü Unutmasak!