EVİN İLYASOĞLU
Allegro
>Borusan Quartet, artık yıllanmış dörtlüler gibi birlikte soluk alıp veren, güzel müzik yapmanın keyfine varan, disiplinli bir topluluk. Üyelerin sempatik oldukları kadar karizmatik olması topluluğa belirli bir dinleyici kitlesi kazandırdı.
Duydum ki geçen pazar günü Borusan Quartet Trump Tower’da konser verecekmiş. Anlaşılan belli bir konser merkezi olmayan İstanbul’da yeni alanlar keşfediliyor diye düşündüm. Üstelik yaylı çalgılar kuvarteti gibi son derece klasik bir topluluk ve Beethoven’in “Op.18, no.4” dörtlüsüyle başlayan bir konser!
Bir dolu küçük çocuğun balonlar arasında bağırarak koşuşturduğu bir koridorda ilerleyerek dar uzun bir salona girdik: Trump Kültür ve Gösteri Merkezi. Aslında bir klasik konser için son derece elverişsiz. Ama değişik bir dinleyici kitlesinin klasik müzikle buluştuğunu görmek sevindirici oldu. Beethoven’in dörtlüsünü dengeli, abartısız ve dört çalgının net söyleşileriyle yorumladıktan sonra topluluk Burhan Öcal/ Mirzayev’in hüzünlü “Eski İstanbul”undan, Ravel’in ve Verdi’nin dörtlülerinden bölümlere, Serkan Gürkan’ın “Tango”sundan Oğuzhan Balcı’nın düzenlediği “Karahisar Kalesi”ne, rengârenk bir dinleti sundu.
Borusan Quartet artık yıllanmış dörtlüler gibi birlikte soluk alıp veren, güzel müzik yapmanın keyfine varan, disiplinli bir topluluk. Ellerindeki tarihi çalgıların kadife tınılarını iyi değerlendiriyorlar. Çeşitli bestecilere yapıt ısmarlıyorlar, onları çalıp gün yüzüne çıkartıyorlar. Kendilerine bu topluluğun yolunu açan öncüleri Gürer Aykal’ın bir kuvartetini kayda alıp CD yaptılar. Türk bestecilerini de klasik müzik tarihindeki temel besteciler kadar çok çalıyorlar. Üyelerin sempatik oldukları kadar karizmatik olması topluluğa belirli bir dinleyici kitlesi kazandırdı. Geçen hafta sonu Borusan’ın kurucusu Asım Kocabıyık’ın birinci ölüm yıldönümüydü. Kuşkum yok ki Asım Bey, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası kadar Borusan Quartet’in başarılarıyla da gurur duyuyordu.
2005’ten bu yana ünlü kuvartetlerle ve ustalarla çalışıp kendilerini geliştirmeleri, Borusan Kültür Sanat’ın onlara sağladığı A. Stradivarius (1714 “Adam”), N. Amati (1662), A. Testore (1725) ve Petrus Guarneri (1740) gibi özel çalgılarını değerlendirmeleri, yurtiçinde ve yurtdışındaki konserleri onları adım adım ilerletti. Ayrıca kentet olarak da ünlü solistlerle çalmaları onlara yeni bir kimlik kazandırıyor.
Oda müziği toplulukları bir kurulur, bir kaybolur ülkemizde. İlk kez bir sponsorun böylesi sahip çıktığı Borusan Quartet üyeleri bu şanslarının farkındalar.
Karmaşık 2013’ü geride bıraktığımız bu günlerde, yeni yılla birlikte sanat kurumlarımızın da yalnız yaratıcı ve damıtılmış sanatla uğraşacakları, huzurlu ve güvenli bir ortama kavuşmalarını dilerim.
1.1.2014 Cumhuriyet