EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Derin bir karanlık. Ağır tempoda, gizemli, ama yer yer ışık dokunuşlarıyla bezenmiş, bilge bir çalışma. Nehrin Düşleri başlıklı senfonik şiiri dinliyoruz: “İnsanoğlu çağlar boyunca yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelere rüyalarını, ümitlerini, istek ve korkularını atfetmiştir” diyor bestecisi Mahir Cetiz (d.1977). Müzik, bir nehrin akışı boyunca evriliyor. Ama sanmayın ki büyük hareketlerle. Sadece minimal tempolarda, günümüzün “minimalist” akımını örnekliyor. Şef Gürer Aykal hemen her konserinde bir Türk bestecisine yer verme ilkesini bu kez de 2000’den beri New York’da yaşayan Mahir’in yapıtıyla gerçekleştirdi. Nehrin Düşleri, konserin ikinci yarısında çalınan Gustav Holst’un Gezegenler’i için adeta bir göndermeydi.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası bu konseriyle Gürer Aykal şefliğindeki kuruluşunun 20. yılını kutluyordu. Ülkemizin önde gelen şefi; artık müzik dünyasında önemli bir topluluk olarak tanınan BİFO; uluslararası imzası olan bir bestecimiz; dünyanın her yerinde alkışlanan bir piyanist; dinleyiciyi düş dünyasına götüren Elgar’ın senfonsindeki gezegenler filmi ve Magma Filarmoni Korosu’nun gizemli sesleriyle içimizi sarıveren, unutulmaz bir kutlamaydı. Bütün bu zenginlik kapının dışındaki kaba saba gürültüleri unutmamıza bir hayli yardımcı oldu.
Gürer Aykal 1999’da, BORUSAN’ın kurucusu Asım Kocabıyık’a bir senfonik orkestra kurmak ve onu uluslararası platforma taşımak projesini sunmuştu. Böylece kurulan BİFO’nun 2008 Eylülü’ne dek sürekli şefliği ve genel müzik yönetmenliğini sürdürdü. Halen onursal şefi olarak topluluğun yanı başında. 2008’den beri Sascha Goetzel’in daimi şefliğini üstlendiği topluluk, artık kuruluş amacındaki gibi uluslararası festivallere katılmakta, sesini dünyanın önemli sahnelerinde duyurmakta.
Piyanist Denis Kozhukin (d.1986) üst düzey hocalarla çalışmış, 2010 Queen Elisabeth yarışmasını kazanmış, dünyanın en ünlü şef ve topluluklarıyla çalan bir piyanist. Çalgısına hâkimiyeti ve Grieg’in o güzelim konçertosunda kendine özgü ışıltılı deyişi uzun süre kulaklarımızda kalacak.
İDSO konserinin ikinci yarısı duymaya olduğu kadar görmeye değer özellikler de taşıyordu. Ne kadar ilginçtir ki, İngiltere’de Purcell (ö.1695) ve Handel’den (ö.1759) sonra yirminci yüzyıl başlarına kadar müzik tarihinde ün yapmış bestecilere rastlanmaz. Delius, Elgar, Vaughan Williams ve Holst ile İngiliz müziği yirminci yüzyıl başında yeniden canlanır. Gustav Holst da (1874-1934) Doğu felsefesine merak sarmış, halk ezgileri kullanmış edebiyat ve tiyatroyu müzikle birleştirmiş bir besteci. Bugün en çok çalınan yapıtlarının başında Gezegenler Süiti geliyor. Güneş sisteminin yedi gezegenini betimlemiş. Duncan Copp imzalı 2010’da hazırlanmış bir film eşliğinde sunulan yapıtın son bölümü olan Neptün’de Masis Aram Gözbek yönetimindeki Magma Filarmoni Korosu’nun üst balkondan duyulan sesi gerçekten uzaydan mı geliyordu acaba!
20.3.2019 Cumhuriyet