EVİN İLYASOĞLU
Allegro
9. D-Marin Turgutreis Klasik Müzik Festivali görkemli bir şölenle açıldı
* Soprano Angela Gheorghiu sahnede öyle bir enerji ve karizma sergiledi ki konser bittiğinde dinleyenler de sanki yerden bir karış yükselmişti. Zaten söyleşimizde de, ‘Sahne 17 yaşımdan beri benim evim’ diyor. ‘Altı yaşından beri operacılığa hazırlandım.’
Cumartesi gecesi 9. D-Marin Turgutreis Klasik Müzik Festivali soprano Angela Gheorghiu’nun görkemli şöleniyle açıldı. İtalyan şef Ramon Tebar yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Gheorghiu’nun yanı sıra Romen tenor Teodor Ilincai’ya eşlik etti. Gheorghiu sahnede öyle bir enerji ve karizma sergiledi ki konser bittiğinde dinleyenler de sanki yerden bir karış yükselmişti. Fırtınalı yaşamına karşın içimizden biri gibi doğaldı. 1965’te Adjud, Romaniya’da doğmuş. Babası tren makinisti, annesi terziymiş. Küçük yaşta kız kardeşiyle birlikte operalardan şarkılar söylermiş. 14 yaşında Bükreş Müzik Akademisi’ne girmiş.
Çavuşesku’nun iktidardan düştüğü yıl mezun olmuş. Romanya Operası’ndaki Mimi, ilk profesyonel rolüymüş. Belvedere şan yarışmasını kazandıktan sonra 1992’de Londra Kraliyet Operası’nda Zerlina rolüyle ilk uluslararası çıkışını yapmış. Solti yönetiminde Kraliyet Operasındaki La Traviata’sıyla bütün dünyaya adını duyurmuş. Yaşadığı en büyük acı kız kardeşinin ölümü. Ardından babası rahip olmuş ve halen bir Yunan adasındaki manastırda yaşamaktaymış.
Konser sonrasında kendisiyle kısacık görüşme olanağı bulduk. Sahnede böylesine rahat olmasının nedenini şöyle açıklıyordu: “Sahne 17 yaşımdan beri benim evim. Altı yaşımdan bu yana operacılığa hazırlandım. Ailemin her ferdi beni destekledi. Hepsi de bu konuda kendine pay çıkartmıştır.”
Bir opera temsilinin bütünlüğü yerine gala konser gibi ayrı biçemdeki şarkıların daha yorucu olabileceğini söylüyorum: “Bu tür konserler yapmaya çok alışığım. Bütün bestecilerin stiline kolayca giriveririm. Kendi sevdiğim yapıtları seçerim. Kendi kişiliğimi bulduğum rolleri üstlenirim. Sahnede ben kendim oluyorum. Orası en rahat konumum. Yoksa uçaklarda ve otellerde geçiyor ömrüm.”
Diğer özelliklerini sayıyor: “Son derece dikkatliyimdir. Her türlü ayrıntı için titizlenirim. Her zaman dürüst olmayı seçtim, hayatımda hiç yalan söylemedim. Ne özel yaşantımda ne de profesyonel yaşantımda. Ayrıca hayatımda hiç kimseden bir şey istemedim, başkasına da baskı yapmadım. 18 yaşımdan sonra artık kendi benliğimi kazanmıştım. Sahneye hazırdım. Ne piyanist, ne hoca, ne yabancı dil, hiçbir şeyim yoktu ama ben hazırdım. Öncelikle kendime güvenmeyi öğrenmiştim.”
Gençleri izliyor musun diye soruyorum: “Benim konserlere gidecek zamanım yok ama parlayanları biliyorum. Burnumun ucuyla onların kokusunu alıyorum. İşte genç tenor Teodor Ilincai da onlardan birisi. Yalnız opera dünyasında değil, bütün müzik dallarında yeni yıldızları izliyorum.”
Anghela Gheorghiu her zaman yeni fikirler üreten, klasikleşmiş opera dağarcığı kadar çağdaş yapıtlara da yer veren, CD kayıtları kadar DVD’lere özen gösteren, yaşam dolu bir opera sanatçısı. Ya kendi geleceği için neler düşünüyor?
“Sesim ve fiziğim elverdiği sürece sahnede olacağım. Şarkı söyleyemeyeceğim gün geldiğinde de herhalde evde oturmam, yine mesleğimle ilgili işler yaparım.”
28.08.2013 Cumhuriyet