EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Rus asıllı büyük besteci Igor Stravinski’nin ‘Bahar Ayini’ adlı yapıtının 100. yılı kutlanıyor
* Bir sanat yapıtının 100. yılının kutlanması olağanüstü bir şey. Biz de bugüne dek en çok ses getiren yapıtlarımızın yıldönümlerini kutlasak, onların ceşitli yorumlarından yapılmış kayıtları birleştirip yeniden piyasaya sunsak!
Güher-Süher Pekinel’in 1983’te Deutsche Gramophon için yaptığı Bahar Ayini kaydının bu tarihi külliyat içinde yer alması kıvanç verici.
Bu yıl bütün müzik çevreleri Rus asıllı büyük besteci Igor Stravinski’nin (1882-1971) Bahar Ayini adlı yapıtının 100. yılını kutluyor. 20. yüzyıla yepyeni boyutlar getiren bu çalışma, iki-piyano dağarcığının, orkestraların ve bale müziklerinin başyapıtlarından birisi olarak kabul edilir. Müzik sanatı Bahar Ayini’yle bir kırılma noktasına ulaşmıştır. İlkel boyların esintisi ritimsel özgürlükle yeni çağa taşınmaktadır. Poliritmik doku vurmalı çalgıların karakterinde teatrikal bir kurgu yaratır. Bir yanda önceki çağın romantizmine başkaldırı, öte yanda yaklaşan Birinci Dünya Savaşı’nın gerilimi yansımaktadır. Yapıt önce iki piyano için yazılmış, sonradan orkestraya uyarlanmış.
29 Mayıs 1913’te Paris’teki ilk temsili izleyici tarafından büyük protestolara yol açsa da İlkelcilik Akımı’nın başlangıcı ve çağın simgelerinden biri olmuştur. Nijiski’nin koreografisi barbarca bulunmuş ve ıslıklanmış. Yalnız müziğin vurumsallığı değil, tütüler içinde uçuşan balerinler yerine çuvallara sarılmış çıplak ayaklı dansçılar da tutucu izleyiciyi rahatsız etmiş.
Pekineller’in tarihi kayıtları
Bahar Ayini’nin 100. yıl kutlamaları nedeniyle 1921’den bu yana yapılmış en iyi kayıtlar bir araya getirilmiş, Decca, DG ve Philips etiketlerinin birleştiği bir kutu hazırlanmış. En eski kaydı Stravinksy 1921’de bir piyanolada çalıyor. Bestecinin üç ayrı zamanda yönettiği canlı kayıtları dahil Montieux, Stokowski, Bernstein, Ansermet, Haitink, Karajan, Solti, Gergiev, Mehta, Abbado, Rattle, Ozawa, Dudamel vb. gibi 1920’lerden günümüze uzanan ünlü şef ve orkestra yorumlarının yanı sıra 3 tane de iki-piyano kaydını içeriyor. Güher-Süher Pekinel’in 1983’te yaptığı Deutcshe Gramophon kaydının da bunların arasına seçilmesi kıvanç verici.
Aynı yapıtın değişik yorumculardan, değişik tekniklerle yapılmış kayıtlarını art arda dinlerken dinleyicinin kulağında ilginç kıyaslamalar oluşuyor. Ayrıca her birinin tarihi öyküsü var. Örneğin Brenstein’in New York Filarmoni’yle yaptığı 1958 kaydı o sıralarda ortaya çıkan ilk stereo denemelerinden olduğu için herkes kendi Hi-Fi sistemini kanıtlamak için bu plağı satın almış.
Bir sanat yapıtının 100. yılının kutlanması olağanüstü bir şey. Biz de bugüne dek en çok ses getiren yapıtlarımızın yıldönümlerini kutlasak, onların ceşitli yorumlarından yapılmış kayıtları birleştirip yeniden piyasaya sunsak! Örneğin, bu yıl Rey kardeşlerin Lüküs Hayat opereti (1933) 80; Erkin’in Köçekçe’si (1943) 70; Tüzün’ün Esintiler’i (1963) 50 yaşında. Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu 2016’da 70. yılını dolduracak. Hatta belki Naxos gibi uluslararası bir şirketle anlaşılıp bu dizi gündemde tutulabilir.
07.08.2013 Cumhuriyet