EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Geçen hafta iki büyük kuruluşumuzun iki büyük konserini dinledik: Tekfen Filarmoni ve Borusan İstanbul Filarmoni orkestraları. Büyük şirketlerin müziğe ve nitelikli sanatçılara yatırım yapması çok sevindirici. Bu iki orkestranın benzerliği, her ikisinin de filarmoni olması, belli bir özel kuruluş tarafından desteklenmesi. Tekfen, 1992’de Karadeniz Oda Orkestrası adı altında Nihat Gökyiğit’in öncülüğünde kurulmuştu. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ise Borusan Oda Orkestrası adı altında Ahmet Kocabıyık’ın öncülüğünde 1993’te kurulmuştu. Her iki orkestranın da ilk şefi kemancı Saim Akçıl idi. Giderek her ikisi de birkaç yıl içinde gelişip büyük senfoni orkestraları oldular. BİFO, 1999’da şimdiki onursal şefi Gürer Aykal yönetiminde oda orkestrasından büyük senfoni niteliğine kavuştu. 2009’dan beri Sacha Goetzel’in yönetimindeki topluluk, Avrupa’da ve Çin’de turneler yaptı.
Tekfen Filarmoni ise oda müziği kisvesinden çıkıp büyük orkestraya geçince, değişik ülkelerden gelen şef ve orkestracıları Türk sanatçılarla birleştirdi. Yılda birkaç kez konser veren topluluğun içinde Karadeniz, Hazar Denizi ve Doğu Akdeniz ülkelerinin sanatçıları da yer alıyor. Şef ise geçen yıla kadar sürekli değişirken, 2017’den beri Özbek sanatçı Aziz Shokhakimov. Bugüne kadar dinlediğimiz konserlere bakılınca; programları geniş kitlenin benimsediği popüler eserleri, Türk yapıtlarını ve sanatçılarından birinin ülkesinden ilk kez çalınan bir yapıtı sunuyor.
Evet, geçen hafta İstanbul’da bu zenginliği yaşadık: İki büyük senfoni orkestramızın art arda konserlerinde değerli yorumlar kulağımızda yer etti. Saygun’un Op.14 Süiti’yle başlayan Tekfen konseri, Elgar’ın güzelim çello konçertosuyla devam etti. Solist Alban Gerhardt’ın yorumu tek bir nefes içindeydi. Sonra Nagano doğumlu Koyama adlı bestecinin Asya’dan yerel ezgilerle örülmüş Oduncunun Şarkısı’nı dinledik. Gounod ve Ravel’in popüler yapıtlarıyla program sona erdi. Şefin dinamizmi dikkat çekiciydi.
Bir sonraki gece BİFO’nun konserini Sasha Goetzel yönetti. Orkestranın gözbebeği sanatçılarından Çağ Erçağ, son dakikadaki program değişikliğine karşın, Saint-Saëns’ın 1. Çello Konçertosu’nu büyük bir enerji ve duygusallıkla seslendirdi. BİFO’nun genelde çok sık çalınmayan klasik yapıtları programa alması dinleyici için de eğitici oluyor. Mahler’in 10. Senfonisi’nden Adagio bölümü ve Debussy’nin Deniz başlıklı senfonik şiiri, post-romantizm ile çağ başının izlenimci müziğini birleştirdi. Daha çok özel kuruluşun nitelikli sanat için yatırımlarını artırmalarını ve genç sanatçılara destek olmalarını dilerim.
14.3.2018 Cumhuriyet