MÜZİK NİCE TIP DOKTORUNUN EN İYİ DOSTUDUR
Kontrbaslar ve enfeksiyoncular
EVİN İLYASOĞLU
Allegro
* Kendi bilim dalını orkestranın kontrbaslar gibi temel çalgı grubuyla karşılaştıran bir hekimle ilk kez tanıştım. Prof. Dr. Halit Özsüt, enfeksiyon hastalıkları uzmanı. “Bir orkestradan kontrbasları çıkartmak, bir hastaneden enfeksiyoncuları çıkartmaya benzer!” diyor.
Garip bir başlığı var bugünkü yazımın, biliyorum. Uzun süredir ailemdeki sağlık sorunları nedeniyle çeşitli doktorlar tanıdım. Hekimliklerinin yanı sıra onların iç dünyalarının zenginliğini de öğreniyorum. Profesör Bülent Tarcan’ın kitabını (Bir Hekimin Senfonik Öyküsü/Dünya Kitapları/2006) yazarken tıp dünyasının müzik merakını daha iyi tanımıştım. Doğal ki Bülent Bey bir beyin cerrahı olduğu kadar profesyonel bir besteciydi. Müzik nice tıp doktorunun en iyi dostudur. Onlara konserlerde rastlarım. Büyük bir operasyondan çıktıklarında odalarına kapanarak müzik dinlediklerini bilirim. Özellikle Haydn-Mozart’ı seçtiklerine tanık olmuşumdur. Ama kendi bilim dalını orkestranın kontrbaslar gibi temel çalgı grubuyla karşılaştıran bir hekimle ilk kez tanıştım. Prof. Dr. Halit Özsüt, enfeksiyon hastalıkları uzmanı. “Bir orkestradan kontrbasları çıkartmak, bir hastaneden enfeksiyoncuları çıkartmaya benzer!” diyor.
Orkestrada sayıları en fazla 8 olan kontrbaslar topluluğun dengesidir. Gürer Aykal der ki: “Ben kontrbas sesini duymadığım zaman belkemiğim yerinden oynar.”
Müzik tarihinde kontrbaslar orkestrada temel sesi tutar. Onlara çok az solo konçerto yazılmıştır. Mozart’ın Sihirli Flütteki aryası Per Questa Bell Mano, kontrbas ve bas için bestelenmiş bir başyapıttır.
Şimdi dönelim Halit doktorumuza: “Klinik uzmanlık branşları içinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji’yi hastanelerin kontrbası olarak kabul edebiliriz. Hemen her branşa yardımcı ve neredeyse 24 saat ayakta ve alarmda olan bir uzmanlık dalıdır. Bu branşın solo aktiviteleri diğer bazı branşlardan daha düşük oranda olsa da enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanlığının eşliğinden yoksun bir hastane düşünülemez. Klasik Batı Müziği bestecilerinin çok kullandıkları çalgılar çoğunlukla solistik özellikler gösterenlerdir. Kontrbas solist konumda olmasa da bestecilerin vazgeçemeyecekleri bir çalgıdır. Bu tamamen klasik Batı müziğinin ‘çokseslilik’ özü nedeniyledir. Bir çoksesli müziğin yapılandırılabilmesi için, üretilen müziğin üstüne oturduğu temel sesler desteğinden söz etmelidir. Kontrbasın buna benzer bir işlevi bulunmaktadır. Tıptaki klinik uzmanlık dallarının büyük bir kısmı da solistik aktivite gösterebilmektedir; örneğin iç hastalıkları, genel cerrahi, plastik ve rekonstrüktif cerrahi, kadın hastalıkları ve doğum, nöroloji, vb. Ancak özellikle muayenehane hekimliği açısından enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji solist bir uzmanlık dalı değildir. Ne var ki tıbbın ve tüm hekimlerin vazgeçemeyecekleri bir uzmanlık dalıdır. Bu tamamen 21. yüzyılda tıbbın ‘çokseslilik’ özü nedeniyledir. Çokseslilikte tıpta her bir uzmanlık dalının değişik işlevleri yerine getirecek biçimde kullanılması söz konusudur. Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji bu öz ve temel bilgilerin kullanılması işleviyle donanmış bir branş olarak düşünülmelidir.”*
*İnfeksiyon Dünyası 2005/1
24.07.2013 Cumhuriyet