EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Festivaller kültürümüzün zenginlikleri. Mersin Festivali henüz sona ererken önümüzdeki hafta İKSV’nin düzenlediği İstanbul Müzik Festivali ve İzmir Kültür Sanat Vakfı’nın festivali gündeme geliyor.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, mevsimi zengin bir konserle kapattı. Şef Ludovic Morlot yönetiminde, Schumann, Schubert gibi erken romantiklerin ardından bir post romantik bestecinin, Gustav Mahler’in, Das Knaben Wunderhorn başlıklı şarkı demetini dinledik. Her yönden çok nitelikli bir kapanış konseriydi. Yapıtların seçimi, şefin alçakgönüllü, gösterişsiz ve net vuruşları çok etkileyiciydi. Solistler, soprano Dorothea Röschmann ve tenor Ian Bostridge, sadece şarkılarıyla değil, dramatik yorumlarıyla da çok başarılıydılar. Mahler’in şarkı demetinin arasındaki alkışlar ise yine BİFO izleyicisinin sahneye katılma arzusundan kaynaklanıyordu herhalde!
Şimdi Türkiye genelinde festivaller mevsimi. Festivaller kültürümüzün zenginlikleri. Mersin Festivali henüz sona ererken önümüzdeki hafta İKSV’nin düzenlediği İstanbul Müzik Festivali ve İzmir Kültür Sanat Vakfı’nın festivali gündeme geliyor. İstanbul 45. yılını, İzmir ise 31.yılını kutlayacak.
Her ikisinin arkasında da Eczacıbaşı Vakfı var. Son yıllarda giderek genişleyen 14. D-Marin Turgutreis Klasik Müzik Festivali bu yıl marinaya bağlı kalmayıp daha geniş bir alana yayılıyor. Ardından gelen Gümüşlük Klasik Müzik Festivali de Ege sahilimizin zenginliklerinden. Her yaz olduğu gibi yine devlet eliyle düzenlenen opera ve bale festivallerini bekliyorduk. Ancak, devlet opera ve bale kurumlarının yaz festivallerinde son yıllarda giderek artan kısıtlamaları, bu yıl artık tavana vurmuş durumda. Yaz festivalleri bütün dünyada açık havayı, tarihi mekânları, güzel coğrafi görüntüleri değerlendiren etkinliklerdir. Devlete bağlı Opera ve Bale kurumlarının düzenlediği festivallerimiz, Aspendos, İstanbul ve Bodrum Kalesinin büyülü ortamlarında tarihin, doğanın ve sanatın buluşmasına tanık oluyorlar. Her birisi binlerce turist getirebilecek etkinlikler. Aslında bu festivaller, iyi bir uluslararası duyuruyla dünyanın dört bir yanından müzikseverleri konuk edebilirler. Oysa şimdi Kültür Bakanlığımız bu kurumlarda giderek artan ekonomik kısıtlamalar öngörmüş. Ne yazık ki daha geniş kapsamlı duyurular için para harcamak yerine, temsilleri iptal etme yolu seçilmiş.
Bir de sanatçıları yüreklendirmek açısından düşünün: Bütün yıl o eserleri tarihi alanlara taşımak düşüyle çalışıyorlar. Dekoru, kostümü, sahnesi, akustik dengesi, açık havadaki tarihi mekânların ölçütleri için uygulanıyor. Bu özel hazırlıklar tamamlandığı sırada, son dakikadaki iptallerin sanatçılar üstündeki psikolojik çöküntüsünü hiç kimse düşünmüyor.
Bir hesap yapılsa, iktisad edilecek para acaba kaç temsilin getireceği kültür değerini alıp götürecek! Uluslararası dili konuşarak kendi kültür değerlerimizi tanıtacak daha güzel fırsat var mıdır? Ayrıca yabancı opera ve bale kurumlarıyla yapılmış anlaşmalar bir kalemde silinince bizim sanat dünyasındaki uluslararası saygınlığımız ne olacak?
24.5.2017 Cumhuriyet