EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Doğu Masalları’, Aydın Karlıbel’in engin araştırmacı kültürüyle ortaya çıkartılmış, güçlü piyano tekniği ve sıcacık müziksel ifadesiyle dağarcığa kazandırılmış.
Elimdeki CD’nin başlığı aslında “Doğu Masalları”. Müziğin içeriği ise Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e geçiş dönemindeki alla turca/ alla franga kavramlarının kaynaşması. Bir yanda “Doğu”yu simgeleyen makamsal, gizemli minör tonlar; öte yanda Viyana usülü uçuşan valsler, Avrupa’nın gözde dansları foxtrotlar ve tangoların coşkusu. Bunlar Aydın Karlıbel’in engin araştırmacı kültürüyle ortaya çıkartılmış, güçlü piyano tekniği ve sıcacık müziksel ifadesiyle dağarcığa kazandırılmış.
Yeni bir CD’yi açmak beni her zaman çocuk gibi heyecanlandırır. Hele daha ilk notalardan dinleyiciyi avucuna alıveren bir icra duyarsam, işi gücü bırakıp o müzikle özleşirim. İşte Aydın Karlıbel’in “Doğu Masalları” böyle bir seçki. Aydın, piyanist, besteci, operamızın uzun yıllardır korepetisti ve son derece derin tarih ve müzikbilimsel bilgilere sahip bir kültür insanı. Lila Müzik tarafından yayımlanan kayıt, vals kralı olarak ünlenen oğul Johann Strauss’ın 1892 tarihli Doğu Masalları başlıklı valsiyle başlıyor. Oryantalizmin dorukta olduğu dönemin simgesi olarak mehter müziğindeki vurmalı karakterde üçgen ve zil seslerini çağrıştıran orkestra yazısını Aydın aynı coşku içinde piyanoya uyarlamış. Ardından baba Johann Strauss’un iki kısacık valsi geliyor: Türk Valsi ve Sultan Valsi. Sonraki besteciler Strauss ailesi kadar ünlü olmasa da her biri zamanın modasına ve vals yapısına hizmet eden renkli yapıtların sahibi. Örneğin Sultan Abdülmecit’e ithafen Henri Herz adlı bestecinin yazdığı bir marş ve son derece kıvrak Türk Rondosu, gibi. Sonra Lombardi’nin”Şarkı”sı yine minör tonlarda ve bir Doğu masalı gizeminde. Cramer’in Türk Marşı ise ağırbaşlı adımlarla ilerliyor. Dussek’in Türk Marşı ve ardından gelen Türk Rondosu oyuncu olduğu kadar vakur. Onu izleyen yapıtlar Leopold de Meyer’e ait. Ağabeyi bir süre Sultan Abdülmecit’in sarayında hekimbaşı olarak görev yapmış. Besteci 1842 yazını İstanbul’da geçirmiş, sarayda konser vermiş. Türklerin Cenk türküsünden esinlenip bir Fas Marşı bestelemiş. Beyazıd Türküsü, Sultan Polkası, Oryantal Fantazisi, Cariyelerin Dansı gibi parçaları var bu kayıtta. Czerny’nin Sultan Mahmut Marşı’ndan sonra Polonyalı bir kadın bestecinin, Martha Remmert’in, II. Abdülhamit’e ithaf edilmiş, iki ağır yapıtıyla seçki sona eriyor: “Boğaziçi Ninnisi” ve “Boğaziçi Barkarolü”.
Yapıtların her birisinin Aydın Karlıbel’in araştırmacılığı sonucu ortaya çıktığını düşününce, CD bir kat daha değerleniyorlar. Aydın Karlıbel (1957) dokuz yaşında Cemal Reşit Rey’in öğrencisi olmuş ve bestecinin öldüğü 1985 yılına kadar onunla çalışmış. Hocasının öğütlerini değerlendirmiş, anılarını derlemiş, piyanistik biçemini, tekniğini ve dahası onun kültürünü benimsemiş, sonra da kendi araştırmacılığıyla tarihi konuları ele aldığı nice yapıt bestelemiş. Otuz yıl kadar İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde korepetist olarak çalışan Karlıbel, opera dünyamızın yakın bir tanığı. Cemal Reşit Rey’in Çelebi operasını tamamlayıp sahneye konacak hale getirmesi çağdaş Türk müziğine yaptığı hizmetlerden birisi. Araştırmacılığı, besteciliği ve piyanistliğiyle müzik tarihimize şimdiden imza atmış bir aydınımız.
Doğu Masalları, şu hüzünlü günlerimizde ruhumuza buruk bir coşku serpiyor.
11.1.2017 Cumhuriyet