EVİN İLYASOĞLU
Allegro
Lars Vogt ve Yuja Wang ile Christian Tetzlaf derken, önceki akşam sona eren 43. İstanbul Müzik Festivali beğeni çıtamızı bir hayli yükseltti
Önceki akşam biten İstanbul Müzik Festivali’nin son konserleriyle müziği değerlendirme ölçütümüz, beğeni çıtamız iyice yükseldi. Son hafta boyunca her gece bir başka dünya ünlüsünü dinledik. Paavo Jarvi yönetimindeki kemancı Christian Tetzlaf’ın Brahms keman konçertosunu çaldığı konserde ayaklarımız yerden kesildi.
Deutsche Kammerphilharmonie Bremen orkestrasının her bir çalgı grubu nasıl güzel tınladı, mekânı nasıl sarmaladı! Aslında Aya Irini’nin akustiği 12. sıradan sonrasorunludur deriz. Jarvi’nin yönetimindeyse solo ve orkestra arasında her bir ayrıntı ortaya çıkıyor, hiçbir ses yitip gitmiyor, hiçbir çalgı grubu bir diğeriyle örtüşmüyordu. Kemancı Tetzlaff eski yorumcular gibi büyük düşünüyor ve büyük çalıyordu. Maestro Jarvi net vuruşları, soliste saygılı eşliği ile günümüzden yarınlara adını bırakacak usta şeflerden birisi. Brahms’ın 1. Senfonisini de geniş soluklu yorumuyla klasizmden romantizme bağladı. Tam anlamıyla bir şölendi bu dinleti.
Kozena düş kırıklığı
Ertesi gece aynı topluluğu Lütfi Kırdar’da izlerken nice dinleyici bir önceki kadar etkilenmediğini söylüyordu. Oysa aynı şef, aynı üyeler ve aynı Brahms... Ne yazık ki 4. senfoniyi dinleyemedim. Ama piyanist Lars Vogt’un bestecinin 2. konçertosundaki enerjisini ve Jarvi’nin ustalıklı eşliğini zevkle izledim.
Lozan Oda Orkestrası’nın kemancı Arabella Steinbacher ve viyolacı Maxim Rysanov ile Mozart konserindeki Senfoni Konsertant’da solistlerin ve topluluk zarif bir uyum sergiledi.
En merakla beklediğim konserlerden Magdelena Kozena ise benim gibi kimi izleyiciyi düş kırıklığına uğrattı. Nice kaydını ve canlı konserini dinlediğim bu mezzosoprano, Les Solistes du Concert D’Astree topluluğu ile tekdüze bir program seçmişti: Yapıtlar arasında tek “Olgun Barok” bestecisi olan Rameau’nun dışındaki Fransız Erken Barok bestecileri müzikbilimsel bir seminere daha çok yakışırdı.
Lavta, klavsen, viyola da gamba, flüt ve bas gibi çalgılardan oluşan bu küçük topluluğun sesi Aya İrini kubbesinde yetersiz kaldı. Anlaşılan Kozena bu sıralar Fransız Erken Barok müziği üstüne bir araştırma yapıyor ve bizimle paylaşıyordu.
Bir süperstar: Yuja Wang
Dünya sahnelerinin en gözde piyanistlerinden Yuja Wang festivalin kapanış konserini taçlandırdı. Çalarken tüm bedenini kullanan piyanist, geniş bir imge gücü, üstün bir teknik, güvenli bir sahne duruşu ve enerjisiyle salonu büyüledi. Prokofiyef’in diğerlerine göre daha az çalınan ve zorluğuyla ünlü 2. piyano konçertosunu baştan sona sanki tek solukta ve kendine özgü kimliğini sergileyerek çaldı. Bis olarak Fazıl Say’ın Rondo Alla turca uyarlamasını ve kendisinin Carmen uyarlamasını seslendirmesi çok anlamlıydı.
İkinci yarıda orkestra Respighi’den Roma Üçlemesi’ni çaldı. Prokofiyef’in ve Respighi’nin yapıtları 1913-1928 arasında bestelenmişti. Her birinde 1. Dünya Savaşı’nın izleri kadar savaş sonrasının atmosferi de yansıyordu. Sasha Goetzel yönetimindeki BİFO, Wang’a ustalıklı bir eşlik sunarken, Respighi’nin yapıtlarında kişilikli bir senfonik topluluk olduğunu kanıtladı. Ancak coşkulu bir kapanış konseri için programın süresi çok uzun ve müzik yoğunluğu çok yüklüydü.
Evet, festival bu yıl beğeni çıtamızı bir hayli yükseltti!
1.7.2015 Cumhuriyet