EVİN İLYASOĞLU
Allegro
O geniş imgeli insan Yaşar Kemal’in müzik sanatıyla da paylaşacakları vardı.
Yaşar Kemal’in romanlarıyla büyümüştü bizim kuşak. Nice satırını ezbere bilirdik. Sonra o anıtsal insanı konser salonlarında, yanıbaşımızda görmeye başladık. O geniş imgeli insanın müzik sanatıyla da paylaşacakları vardı.
Bu kez İdil Biret’in Chopin baladıyla müzik dünyası da ona veda etti. Şimdi dünya edebiyatı ve Türk edebiyatı kadar biz de bir müzik dostumuzu yitirmenin acısını yaşıyoruz.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu iki aylık sessizliğini şubat sonunda bozdu. Hem de müthiş konserlerle: Gürer Aykal ile Yıldızlar Orkestrası, Cihat Aşkın’ın düzenlediği Dünyanın Kemanları Festivali, Ayla Erduran’a saygı gecesi, Maria Joao Pires, Manuel Barreco, Budapeşte Festival Orkestrası, Ivo Pogoreliç, Tasmin Little ve Milos Karadaglic gibi etkinliklerle mart devam ediyor. Geçen hafta dinlediğimiz Yıldızlar Orkestrası, son derece etkileyici bir oluşum: Yurtdışındaki nice orkestrada çalan müzikçimizi kapsıyor. Herhalde iyi bir araştırmayla, ABD, Kanada, Avustralya, Uzakdoğu da katılsa kimbilir kaç tane daha böyle topluluk kurulur. Onlar bir zamanlar gidip kendilerini yurtdışı topluluklarına kabul ettirmişler.
Oralarda müziğe gerçek saygının ne demek olduğunu öğrenmişler, kimi ünlü şeflerle deneyimlenmiş ve en önemlisi ciddi olarak müziğin bir disiplin işi olduğunu görmüşler. Aralarında yıllarca Londra Filarmoni ve BBC Senfoni gibi toplulukların birinci viyolacısı olmuş Ruşen Güneş de vardı.
Bavyera Radyo Orkestrası Münih’in önde gelen keman üyelerinden Hande Özyürek, New York Filarmoni’nin birinci kontrbasçısı olmuş Fora Baltacıgil, Philadelphia Orkestrası’nın viyolonsel grup şef yardımcısı olmuş Efe Baltacıgil ve daha niceleri. Yıllanmış orkestraların üyeleri gibi birbirlerinin nefesini tanımıyorlardı ama ilk kez bir araya gelmenin coşkusunu yaşıyorlardı. Onları tek soluk içinde birleştiren, deneyimli şef Gürer Aykal’dı. Böyle bir orkestranın katlanarak devam edeceğine ve Avrupa Birliği’ne girmemize katkıda bulunacağına inanan Gürer Aykal...
Ayla Erduran
Ayla Erduran, cesaretiyle ve calışkanlığıyla gençlerin örnek alması gereken bir usta. Seksen yaş, gençliğin gözüne çok gürünebilir ama bilirler mi kiAyla Erduran her gün 5 saat keman çalışıyor, çalacağı yapıtları kendi ustalarının kayıtlarından dinliyor, her konserinde mutlaka yeni seslendireceği bir yapıt seçiyor.
Bu onu kamçılıyor, daha da çok çalışmak zorunda bırakıyor. Örneğin Brahms’ın neredeyse tüm oda müziklerini çalmış, konçertolarını ünlü dünya sahnelerinde seslendirmiş bir sanatçı olarak CRR salonundaki konserde bestecinin Op.26 Dörtlüsünü de, Op.18 Altılısını da hayatında ilk kez çalıyordu. Kendisiyle birlikte Cihat Aşkın, Tatjana Masurenko, Ali Başeğmezler, Rahşan Apay, Yelda Özgen ve Can Okan da bu iki yapıtı başarıyla seslendirenler arasındaydı.
4.3.2015 Cumhuriyet