EVİN İLYASOĞLU
Allegro
>Solistlere, Moskova Şehir Orkestrasıyla Rusya Filarmoni Orkestrası’nın birleşimi, son derece üstün bir topluluk eşlik etti. Şef, Sergey Tararin ve Jose Cura idi. Jose Cura’nın harika ses rengi ve kendine özgü bilge yorumu tüm dinleyenleri coşturdu. Fatma Said ise zarafetiyle, sahne duruşuyla ve genç yaşına karşın usta şancılığıyla gönülleri fethetti.
Bu yıl 10’uncusu düzenlenen D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali, 31 Temmuz-03 Ağustos arasında gerçekleşti. Sanat yönetmenliğini Yücel Canyaran’ın üstlendiği ve Doğuş Holding’in desteklediği festivalin ortamı benzerlerinden çok farklı: Dört gün içinde yoğun bir paket! Sırtını Ege’nin masmavi denizine dayamış kocaman bir marinada yaz ortasını yaşıyorsunuz.
Bodrum’da sürekli yaşayanlar, yazlıkçılar ya da teknelerle Turgutreis Marinası’na yanaşmış nice ülkenin insanı. Akşamüstü günbatımı konserlerinden sonra çekek yerine kurulmuş düzende neredeyse altı bin kişiye ev sahipliği yapılıyor. Topu topu 4 günde 8 konser diyeceksiniz, ama öyle sıradan konserler değil bunlar. Her birisi ayrı bir fırtına: Bu yılki açılış, Fazıl Say’ın yine bir dünya prömiyeriyle gerçekleşti: “Hermias- Yunus Sırtındaki Çocuk”. Şef Naci Özgüç yönetiminde, CSO eşliğinde yapıldı. Değerli piyanistimiz Ayşegül Sarıca’ya da yaşam boyu onur ödülü verildi. Festivalin ikinci gününde günbatımı konseri Bülent Evcil ve Çağatay Akyol’un mozaik programıydı. Aynı gece, artık festivalin simgesi haline gelen Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şef Rengim Gökmen yönetiminde dinletileri vardı. Ayrıca günbatımı konserlerinde Şevki Karayelin Copin Prelüdleri eşliğinde Meltem Cumbul’u George Sand olarak izledik.
Ben ne yazık ki, ilk iki güne katılamadım. Ama 2 Ağustos akşamı kemancı Vanessa-Mae’in bir yanardağ gibi coşup taşmasına tanık oldum. Bu bir techno-fusion gösterisiydi. Sanatçı kendi elektronik çalgıcılarını getirmişti. Oğuzhan Balcı yönetimindeki Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ise gerilere itilmiş bir fon müziği olarak kaldı. Yöneticiler bu konseri daha çok gençlik çekebilmek için düzenlemişler. Oysa 10 yıldır bu festivalde klasik müzik dinlemeye alışanlar için şaşırtıcıydı.
Son akşamki kapanışta iki müthiş operacıyı dinledik: Arjantinli tenor Jose Cura ve 2012 Leyla Gencer Şan Yarışması’nın birincisi Mısırlı soprano Fatma Said. Moskova Şehir Orkestrası’yla Rusya Filarmoni Orkestrası’nın birleşimi, son derece üstün bir topluluk eşlik etti. Şef, Sergey Tararin ve Jose Cura idi. Jose Cura’nın harika ses rengi ve kendine özgü bilge yorumu tüm dinleyenleri coşturdu. Fatma Said ise zarafetiyle, sahne duruşuyla ve genç yaşına karşın usta şancılığıyla gönülleri fethetti.
Doğuş Grubu’nun desteğiyle düzenlenen festivalin bilet satış gelirleri her yıl tümüyle Tohum Otizm Vakfı ve Bodrum Sağlık Vakfı’na otizmli çocuklar ile ailelerine yönelik çeşitli projelerde kullanılmak üzere bağışlanıyor.
Gümüşlük Festivali
Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin 2014 programında artık daha çeşitli solo çalgılar göze çarpıyor. Başlangıcında piyanoda odaklaşan festival bu yıl fagot, flüt, obua keman gibi çalgıların da ustalarına sınıflar açtı. Bu yıl bir de Paris’te yaşayan sopranomuz var: Barok ve eski müzik uzmanı Çimen Seymen. Kendisine Mirella Gardelli eşlik edecek. 2004’te şimdiki sanat yönetmeni Eren Levendoğlu ve danışmanı Gülsin Onay tarafından kurulan festival, oda müzikçilerine ve genç yeteneklerimize kapıları açıyor. Dünya sahnelerinde parlayan yıldız çellistimiz Dorukhan Doruk ve gencecik piyanistimiz Cem Babacan gibi...
Gülsin Onay’ın nefesi hep festivalin üstünde. Açılış ve kapanışı o yapıyor. Saygun piyano yarışmasını artık iki yılda bire çıkarmışlar ki bu çok doğru. Zira her yıl aynı nitelikte piyanist bulmak çok kolay değil. Festival 15 Ağustos’ta Gümüşlük Trio ile sona erecek.
6.8.2014 Cumhuriyet