Bugün, Toplum ve Müzik-6 (14 Mart 2009)

Tanım Toplantısı: NEDİR? : "İyi Müzik, Kaliteli Müzik, Ciddi Müzik, Nitelikli Müzik"

"BUGÜN, TOPLUM VE MÜZİK"

Bugünün Toplumuna Sağlıklı Müzik

Müzikbilimciler Sosyalbilimcileri Ağırlayacak!

Bugün, Toplum Ve Müzik Tartışmalar Zinciri - 6

NEDİR? : "İyi Müzik, Kaliteli Müzik, Ciddi Müzik, Nitelikli Müzik"
(Müziğini doğru zamanda ve mekanda seçmek isteyen amatör dinleyiciler için)
 
Tanım Toplantısı
Prof. Ruhi Ayangil (Yıldız Teknik Üniversitesi), Prof. Şehvar Beşiroğlu İstanbul Teknik Üniversitesi), Doç.Dr. Özkan Manav (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi), Yrd.Doç.Dr.Mehmet Ali Özdemir (Marmara Üniversitesi)

Yöneten: Ali Ergur (Galatasaray Üniversitesi)
Hazırlayan: Ersin Antep
 
14 Mart 2009 Cumartesi, Saat: 15.00, Caddebostan Kültür Merkezi B Salonu
Ücretsizdir
 
Kadıköy Belediyesi, Cumhuriyet ve Andante katkılarıyla…


BİR PANELİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Salih Zeki ÇAVDAROĞLU


Tarih; 14 Mart 2009 Cumartesi... Yer; Caddebostan Kültür Merkezi… Sayın Ersin Antep'in organizatörlüğünde "Bugün, Toplum ve Müzik Tartışmalar Zinciri"nin altıncısı olarak düzenlenen "İyi Müzik, Kaliteli Müzik, Ciddî Müzik, Nitelikli Müzik" başlıklı panele dinleyici olarak katıldım.
 

Panelin oldukça kapsamlı, yoğun ve de seviyeli bir düzeyde gerçekleşeceği meydandaydı. Zira; oturumun yöneticisi Galatasaray Üniversitesi öğretim üyelerinden Sosyolog sayın Ali Ergur, konuşmacıları ise, başta Prof. sayın Ruhi Ayangil, sayın Prof. Şehvar Beşiroğlu, sayın Doç. Dr. Özkan Manav ve sayın Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Özdemir isimleri bunun en önemli göstergesiydi. Nitekim panel bittiğinde, konuşmacıların bilim adamlığı ve entelektüel kişiliklerini zedeleyecek en ufak bir olumsuzluk görmedik. Normali de buydu zaten; Ancak bugünkü konjonktürdeki tartışma programlarına baktığımızda, bu seviye maalesef artık korunamıyor. Tartışmanın ilk dakikalarından itibaren tarafların bir konuşma platformunda değil de, âdeta ringde imişcesine oldukça agresif bir ruh hali sergilemelerine o kadar alıştık ki, ölçülü ve saygın bir düzey bizleri şaşırtıyor, hatta hayretler içinde bırakıyor. Böyle bir tablonun oluşmasına katkılarından dolayı da, sayın panel yöneticisi Doç. Dr. Ali Ergur Bey'in bilgi, birikim, tarz ve üslûbu herhalde en başat faktördür.
 

Bütün bu olumluluklara rağmen panele, bu şehr-i İstanbul'un oldukça kalabalık bir topluluk arz eden entelektüel, akademisyen, yazar, müzisyen ve diğer sanat adamlarının böylesine önemli bir konuya ilgisiz kalması da; oldukça düşündürücü bir olgudur. Çok önemli bir konunun, yine çok önemli akademisyenlerce tartışılmasına, Türkiye'nin kültür ve sanat başkenti olarak tanımlanan İstanbul'unda bigâne kalınmasını ben adlandıramıyorum. Panel başladığında 20-25 kişiden oluşan dinleyici topluluğu da, takriben 3 saat süren toplantının son dakikalarına gelindiğinde de oldukça fire vermişti.
 

Oysa evimden çıkıp, panelin olduğu mahalle gelinceye kadar yerel seçimler arefesinde meydanlardaki onbinleri barındıran rutin miting kalabalıklarını, siyasi partilerin seçim bürolarındaki hareketliliği görmüştüm. İşin en acı tarafı ise, panelin yapılacağı binanın bir bölümünde bulunan sinemaların önünde bilet bulabilme telaşları idi. Özellikle, bir sinemada vizyonda olan "Recep İvedik" filmine olan rağbet ise; toplum genelinin kültür ve düşünce önceliğinin herhalde en somut göstergesiydi. Nasıl oluyordu da, diğer konulara gösterilen ilginin binde biri, ülkenin kültür sorunlarından esirgeniyordu.
 

Bu durumda, sosyologlarca "Türk Toplumunun kültürel değer niteliklerinin düşüşünün sebep ve sonuçları" tarzında oluşturulacak bir sempozyum, seminer, konferans veya panellerden çıkacak sonucun, müzikteki niteliksizliğin de sebep ve sonuçlarını ortaya çıkaracağına inanıyorum.
Panel'de konuşulanlara gelince; konuşmacılar, günümüz müziğindeki niteliksizleşmeyi Geleneksel, Halk, Çok sesli ve Popüler müzikler ve bu müziklerin talep, üretim, icra, tüketim ve eğitim ağları içinde, zamanın elverdiği ölçüde irdelediler.

 

Konu döndü dolaştı, doğal olarak benzeri tartışmalarda olduğu gibi Tek sesli – Çok sesli müzik ikilemine takıldı.
 

Dinleyicilerden gelen sorularla da panelin odak noktası haline geldi. Doğal olarak sayın Ruhi Ayangil de müzikteki gerek tartışılmayacak bilgi ve birikimi, gerekse hem tek sesli, hem de çok sesli müzikteki kariyerinden aldığı referanslarla, oturumun flaş ismi haline geldi.
Tarafların ifade ettikleri tez ve antitezler sonucunda, buluştukları ortak görüş, geçmişte yaşanan tek sesli – çok sesli polemiklerin sonlandırılması, geçmişe yönelik husumetlerin bitirilmesi için birinci öncelik olarak müzik eğitim sisteminin yeniden belirlenmesi idi.
Bu da ancak Türk ve Batı müziği olarak ikiye ayrılmış Konservatuvarların hepsinin, bu müzikleri içine alacak tek bir okul çatısı altında birleştirilmeleriyle gerçekleştirilebileceği yolunda idi.

 

Bilgilendirici nitelikli bu tür toplantıların açılımlı olarak devam ettirileceğine inanarak, başta sayın Ersin Antep Bey olmak üzere, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.