Opera-Balemiz Telif Kıskacında

KEMAL KÜÇÜK

Diapason

Denizi geçip derede boğulmak buna denir! Avrupalının 350 yılda geliştirdiği Opera sanatını, 60 yılda uluslararası festivallerde temsil yapacak kadar “iyi öğrenen” Türk operası, temel sanatsal  sorunları aşıp, günümüzde özel önem kazanan uluslararası telif sorununa takılmış görünüyor. Bu özellikle 20. Yüzyılda üretilmiş eserlerin sahnelenmesini  iyice kısıtlıyor; zaten yaklaşık  40 eser içinde dönüp duran repertuarın gelişmesini de engelliyor. Çare: Para… Ama konu bu kadar basit değil!

Ünlü bestecilerin eser haklarını ellerinde tutan şirketler, üçüncü dünya ülkesi olarak gördükleri Türkiye’de sahnelenen eserlerin her temsili için fahiş fiyatlar istiyor. Onların bu çifte standart anlayışını kabul etmek, peşinen kazıklanmak demek!  Devlet Opera ve Balesi ile bu şirketler arasında yapılan görüşmeler, ne yazık ki bu çifte standardı henüz ortadan kaldıramamış görünüyor. DOB  yıllık programa aldığı bazı eserlerin sahnelemekten bu nedenle vaz geçti;  gişe yapan bazı eserlerin  temsil sayısını azalttı. Nino Rota’nın Hasır Şapka adlı komik operası, ünlü bestecinin anıldığı 2011 yılında programa alınmasına karşın telif ücreti nedeniyle İstanbul Devlet Operası’nda aynı yıl oynanamadı. Eseri ancak bu yıl  izleyebileceğiz.  Verdi’ yılı nedeniyle programa alınan İl corsaro operası ise yüksek telif ücreti talebi nedeniyle programdan çıkarıldı.

İzmir Devlet Operası’nde sahnelenen  Puccini’nin Turandot Operası ise  seyircinin büyük ilgisine karşın sadece Libretto telifi yüzünden ancak  5  temsil  oynanabildi.  En büyük sorun ise Carmen Operası’nda yaşandı. Bizet’nin ünlü eseri Carmen Operası, zaman aşımı nedeniyle besteci telif hakkı olmamasına karşın, orkestra düzenlemesi yaşayan önemli bestecilerden Shedrin tarafından yeniden yapılmış olduğu için  büyük bir mali sorun yarattı.  Skorski firması  eserin sahnelenmesinden sonra, 9 kez sahnelenen eserin her temsili için 3600  Euro talep etti ve DOB’u  mahkemeye verdi. Mahkeme, bilirkişinin belirlediği ücretin de üzerinde, Skorsky’nin talebinin  üç katına kadar  yani  10 bin Euro nun üzerinde bir ücretin ödenmesine karar verdi. Bu toplamda 100 bin Euro’yu geçen bir rakam! Ancak Yargıtay mahkemenin bu kararını ücretin yüksek belirlenmesi gerekçesiyle  bozdu, yeniden ödenecek ücret belirlenecek! Geçmişte sahnelenen eserlerin telif ücretleri için DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen hakkında Skorsky firmasının açtığı ceza davası da devam ediyor.

DOB’un en büyük sorunu,yabancı firmaların ve özellikle Skorsky’nin, geçmişe yönelik istediği yüksek ve  çelişkili telif ücretleri. Haçaturyan’ın Spartaküs balesi ve bir başka bale eserinde kullanılan Şostakoviç’in Piyano Konçertosu için, temsil başına yine 3600  Euro isteyen  Skorsky’nin, aynı eserin Bilkent Senfoni Orkestrası konserinde seslendirilmesi karşılığında 760 Euro istediği biliniyor. Bunun nedeni sorulduğunda, “Siz  prodüksiyon yapıyorsunuz, sahne eseri olarak kullandınız” yanıtını veriliyor.

DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen, “ Ben Portekiz’de Şostakoviç’in Piyano Koçertosu’nun seslendirildiği konseri yönettim. Orkestra yetkililerine, bunun telifi için ne kadar ödediklerini  sordum. hiç para ödemediklerini söylediler. Yani Avrupa’da çalınınca  çoğunlukla görmezden gelip, Türkiye’de rayicin bile üstünde rakamlar istiyorlar. Ben telif ücretini çok önemsiyorum ve ilk defa telif komisyonunu kurdum. Yerli bestecilerimize dahi,  gişe performansına göre değil, eserin niteliğine göre besteciyi koruyacak ve yaşatacak rakamları verebilmek için telif ödüyoruz. Ama Türkiye’nin bu konuda adı çıkmış diye, tutturabildiğine yüksek ücretleri yabancı  firmalara ödemek, doğru değil. Pazarlığa açık firmalar bize çifte standart uyguluyor. Bunu kabul etmek yerine şimdilik eser seçiminde daha dikkatli oluyoruz” diyor.

Peki telif ücreti konusunda geçmişte yapılan dikkatsizliklere karşın DOB  artık yeterli bütçeyi ayırıyor mu?

Rakamlara bakarsak evet… Devlet Opera ve Balesi’nin 2013 bütçesi, yaklaşık 200 milyon lira. Telif bütçesi ise, Kurumun “yıllık yatırım bütçesi’ içinde yer alıyor. Bu yıl bu iş için 500 bin lira ayrılmış.

DOB kendisine verilen yıllık bütçesini, kendi içinde planladıktan sonra onay için Maliye Bakanlığına yolluyor. Örneğin telif için 1 milyon lira önendi ise, bu öneri bakanlıktan 550 bin lira olarak onaylanarak gelebiliyor! Yani, sanatsal bir iş için, dünyada gelişen trendleri, sanat kurumunun iyi izlemesi yetmiyor, bunu Maliye Bakanlığı yetkililerine de anlatabilmek gerekiyor. Yani, son yıllarda özellikle Avrupa Birliği’nin standartlarına uyum için, bir çok alanda yapılan uyum çalışmalarına, sanatçının korunması için büyük önem taşıyan telif konusuna da  büyük önem vermek ve dikkatli olmak gerekiyor. Ama buna eser haklarını elinde bulunduran firmaların da iyi niyetli yaklaşımına bağlı. Düşünün ki  yaşayan en önemli bestecilerden  Rodion Şedrin eserlerinin haklarını Skorsky den alarak Schott Music’e vermiş. 1990 dan önce yazdığı eserlerinin hakları halen Skorsky’de olduğu için, DOB’un Carmen davasında bile kendi eseri için bir indirim yapılmasına sıcak bakmasına karşın bir şey yapamıyor! 

Böyle bir ortamda, Operamızın repertuarının gelişmesi ve Çagdaş eserlere de yer verilebilmesi, İyi ilişkiler kurulacak yabancı müzik şirketlerinin iyi niyeti, Opera yöneticilerinin dikkati ve Opera bütçesini belirleyen bürokratların sanatsal bilincine bağlı!

Milliyet Sanat / Kasım 2013


Yazarın Diğer Yazıları

  • Devlet Opera ve Balesi "Ali Baba"nın Çiftliği mi?
  • Nihayet Farklı Bir Aida
  • Devlet Opera ve Balesi Yaşamalı; Ama Nasıl?
  • Opera-Balemiz Telif Kıskacında
  • Son Kullanma Tarihi Geçmiş Bir Opera Anlayışı: Lale Çılgınlığı